İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

İHTİYATİ HACİZ KARARININ İCRA TAKİP İŞLEMİ OLMADIĞI

12.07.2018 22662

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2016/26396

 Karar Numarası: 2018/183

 Karar Tarihi: 16.01.2018

Özeti: Alacaklı vekilince takip talebi ile aynı tarihte Asliye Ticaret Mahkemesi'nden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece, takibin başladığı tarihten sonraki gün ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlunun ödeme emrine süresinde itirazda bulunması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, bu nedenle İİK'nun 264/2. maddesinde öngörülen sürenin başlamadığı ve dolayısıyla ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığı anlaşılmakta olup, haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin de reddine karar verilmesi gerekir.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sibel Yavuz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak maaşına haciz konulduğunu, ancak ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine verilen takibin durdurulması kararı ile mirasın hükmen reddedildiğine ilişkin duruşma tutanağına dayalı olarak icra müdürlüğünden maaşı üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunduğunu, ancak talebinin reddedildiğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün ret kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu,

mahkemece; itirazla takip durduğundan haciz işlemi yapılamayacağı gerekçesiyle haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verildiği görülmüştür.

Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuru, halen çalışması nedeniyle almakta olduğu maaşı üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkindir.

İhtiyati haciz, İİK.'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir.

Diğer taraftan, İİK.'nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir.

 Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez.

 Öte yandan, İİK'nun 264/2. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklı, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için, itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek veya mahkemede iptalini sağlamak üzere dava açmak zorundadır.

Bu (7) günlük süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, 7 günlük süre işlemeye başlamaz.

Alacaklının, yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde, ihtiyati haciz hükümsüz kalır (m.264,IV); icra takibi ise, (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest kalmakta devam eder.

Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir (m.68,I;m.68/a,I) veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı ikinci baskı sayfa 1067).

Somut olayda, alacaklı vekilince takip talebi ile aynı tarihte Asliye Ticaret Mahkemesi'nden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece, takibin başladığı tarihten sonraki gün ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlunun ödeme emrine süresinde itirazda bulunması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, bu nedenle İİK'nun 264/2. maddesinde öngörülen sürenin başlamadığı ve dolayısıyla ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığı (İİK'nun 264/4) anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.