İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

İŞVERENLE HUSUMETİ BULUNAN TANIKLARIN BEYANLARINA İTİBAR EDİLEMEYECEĞİ

20.12.2018 5976

T.C
YARGITAY
7.HUKUK DAİRESİ

Esas No:2013/4370 
Karar No:2013/4135 
Karar Tarihi:21.03.2013 


:arrow: İŞVERENLE HUSUMETİ BULUNAN TANIKLARIN BEYANLARINA İTİBAR EDİLEMEYECEĞİ(İş kanunu madde.17) 


T.C. YARGITAY 7. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2013/4370 KARAR NO : 2013/4135 
Mahkemesi : Ankara 14. İş Mahkemesi Tarihi : 25/12/2012 Numarası : 2011/456-2012/1818 
Davacı : Seyit Ali Hoçanlı vekili Av.Mustafa Şengül 
Davalılar : 1-Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili Av.Dr.Fatma Başterzi 2-K....... İth.İhr.Temizlik Gıda İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti.vekili Av.Aykut Özdemir 
Dava Türü : Alacak 

YARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, 

gereği görüşüldü: 
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 

2-Davacı, iş sözleşmesinin işverenlerce haksız fesih edildiğini ileri sürerek, bakiye kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş., davacının fazla mesai iddiasının gerçeği yansıtmadığını, fazla mesai yapmış ise ücretlerinin ödendiğini, benzer durumun hafta tatili ve yıllık izin alacakları için de söz konusu olduğunu, davacının davalı şirketten iş alan şirketlerin elemanı olarak çalıştığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalı K..... İth. İhr. Temizlik Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti, alınan temizlik ihalesi nedeniyle davacı ile iş sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin belirli süreli olduğunu, ihale süresinin sona ermesi ile sözleşmenin de sona erdiğini, bu hususun 31.12.2010 tarihli belge ile sabit olduğunu, davacıya davalı şirkette çalıştığı dönem için hak ettiği kıdem tazminatının ödendiğini, davacının bir kısım taleplerinin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. 

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davacının fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. 

Somut olayda; fazla çalışma ve hafta tatili alacakları davacı tanık beyanlarına göre hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Davacı tanığı Ali Tekin tarafından Ankara 19. İş Mahkemesine açılan davada bu tanığın fazla mesai ve hafta tatili talepleri reddedilmiş, karar Ali Tekin vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 22.H.D.'nin 2012/18727 E.-2012/20672 K. sayılı kararı ile onanmıştır. Davacı tanık beyanlarından ve kayıtlardan davacı tanıklarının davalılara karşı davaları olup mahkemece fazla çalışma alacağı talebinin reddi gerekirken husumetli tanık beyanlarına itibarla kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur. 

3-İş sözleşmesi taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da, taraflardan herhangi birinin iş sözleşmesini bozmak için karşı tarafa yönelttiği irade açıklamasıyla ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür. Fesih hakkı iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır. Maddede düzenlenen bildirimli fesih, belirsiz süreli iş sözleşmeleri için söz konusudur. Başka bir anlatımla belirli süreli iş sözleşmelerinde fesheden tarafın karşı tarafa bildirimde bulunarak önel tanıması gerekmez. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25'inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17'nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar. İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14'üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez. Yasada ihbar tazminatının miktarı “bildirim süresine ait ücret” olarak belirlenmiştir. Buna göre ihbar tazminatı, yasadan doğan götürü tazminat olarak nitelendirilebilir. Bu niteliği itibarıyla Borçlar Kanununun 125'inci ( 6098 sayılı TBK 146) maddesine göre on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. İşçiye bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmamış olması, tanınan ihbar önelinin geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz. 

Somut olayda; davalı tarafından davacıya tebliğ edilen 22/12/2010 tarihli yazı ile davacının iş akdinin ihalenin 31/03/2011 tarihine kadar uzatılması nedeniyle 31/03/2011 tarihinde feshedileceği bildirildiği anlaşılmaktadır. Davacıya davalı tarafından çalışma süresine uygun ihbar öneli verildiği dosyadaki bu belge ile sabit olup ihbar tazminatının reddi yerine kabulü isabetsizdir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 

SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 21.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.