İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

BİR DAVA ŞARTI NOKSAN OLMASINA RAĞMEN ESASA GİRİLMİŞ VE DAVA SIRASINDA O DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI ORTADAN KALKMIŞ İSE, HÜKÜM ANINDA BÜTÜN DAVA ŞARTLARI TAMAM OLDUĞUNDAN, DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMELİDİR.

20.02.2023 1083

3. Hukuk Dairesi         2019/1124 E.  ,  2020/557 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ... ile araç takas sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile kendisine ait olan mercedes marka aracı ipotekli olarak, davalı ...'e ait mercedes ve range marka iki araçla takas yaparak davalı ...'e devrettiğini, sözleşmeye göre 14.07.2014 tarihinde takas edilen iki aracın devrinin adına yapılacağı kararlaştırıldığı halde edimlerin yerine getirilmemesi üzerine taraflar arasında yeniden sözleşme imzalandığını, buna göre bir araç için 125.000 Euro, diğer araç için 80.000 Euro ödediğini, ancak araçların yine devredilmediğini beyan ederek; takas edilen dava konusu iki aracın adına kayıt ve tesciline, tescili mümkün değil ise fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL'nin işleyecek reeskont faizi ve cezai şartıyla birlikte iadesine ve sözleşmeden doğan zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar; derdestlik itirazında bulunduklarını ayrıca davanın esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince; iş bu davanın açıldığı tarih itibariyle, Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2014/492 Esas sayılı davanın derdest olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davanın açılmamış sayılması kararı, temyizi kabil bir karar ise de, derdestlik yönünden kararın (temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek) kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile dava, başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya (kendiliğinden) ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar
Somut olayda; davacı tarafından, daha önce 15.08.2014 tarihinde Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/492 Esas sayılı dosyasında, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak davanın açıldığı, eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle 01.10.2014 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtayca düzeltilerek onanmasına karar verilerek 01.12.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Derdestlik, bir (olumsuz) dava şartıdır (HMK. m. 114/1-ı). Dolayısıyla, bir dava şartı noksan olmasına rağmen esasa girilmiş ve dava sırasında o dava şartı noksanlığı ortadan kalkmış ise, hüküm anında bütün dava şartları tamam olduğundan, davanın esası hakkında karar verilmelidir. Diğer bir anlatımla; dava, bir dava şartının başlangıçta noksan olduğu gerekçesiyle usulden reddedilemez. Bu nedenle, davanın açıldığı tarihte derdestlik halinin var olduğu kabul edilse dahi, bu durumun yargılama sırasında (önceki davada verilen hükmün temyiz edilerek kesinleştiği 01.12.2015 tarihinde) ortadan kalktığı, eş söyleyişle mahkemece hükmün verildiği 16.10.2018 tarihinde dava şartlarının tamam olduğu, dolayısıyla hüküm anında var olmayan derdestlik hali nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

O halde mahkemece; davanın esasının incelenerek sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı ve yanılgılı gerekçeler ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371.maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.