İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

BOŞANMA SÜRECİNDE HER İKİ EŞİN DE ORTAK KONUTTA YAŞAMA HAKKININ OLDUĞU DİKKATE ALINARAK, KADININ BAKIM VE EĞİTİM GEREKTİREN ÇOCUĞUNUN ORTAK YAŞANILAN KONUTTAN BİR ANDA AYRILMASININ ÇOCUK AÇISINDAN SORUN OLUŞTURMAMASI İÇİN ZAMAN ZAMAN ÇOCUĞUYLA BİRLİKTE EVE GELMESİ AF OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ.

11.10.2023 675

2. Hukuk Dairesi 2022/9233 E. , 2022/10853 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilenve yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasınınkabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakası miktarı, yargılama gideri vevekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalı-karşı davacı kadın temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usulve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynıKanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya dayapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalı-karşıdavacı kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birliktedeğerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanunyoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından,davalı karşı davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirindebir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalantemyiz itirazları yersizdir.
2-Karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarında ilk derecemahkemesince, erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarınave boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Karar hakkında tarafların istinaf talebi üzerine bölge adliyemahkemesi hukuk dairesince; kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesi af olarak nitelendirilerekönceye dair erkeğe yüklenen kusurlar çıkarılmış, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ile kadınyararına hükmolunan yoksulluk nafakası azaltılmış, kadın yararına hükmolunan tazminatların ise reddinekarar verilmiştir. Hüküm hakkında davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.Dosya kapsamından; mahkemece her ne kadar kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesi erkeğiaffetmesi olarak kabul edilmiş ise de; boşanma sürecinde kadın eşin de ortak konutta yaşama hakkınınolduğu dikkate alınarak, kadının ... bakım ve eğitim gerektiren çocuğunun ortak yaşanılan konuttan biranda ayrılmasının çocuk açısından sorun oluşturmaması için zaman zaman çocuğuyla birlikte eve gelmesiaf olarak nitelendirilemez. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların mahkemece kabul edilen vegerçekleşen kusurlu davaranışları yanında davacı-karşı davalı erkeğin, ... ilgi ve bakıma muhtaç olançocuğu ile ilgilenmediğinin, eşine ve çocuğuna hakaret ettiğinin, ... giderlerini karşılamadığının, eşin veçocuğun ihtiyaçları ile yeteri kadar ilgilenmediğinin de sabit olduğu dikkate alındığında, evlilik birliğinintemelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadınanazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucutarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyendavalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkilettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde,mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyetkuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktardamaddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesininsonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomikkoşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece TürkMedeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakayahükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir.
5-Davacı-karşı davalı erkek vekil ile temsil edilmediği halde, davacı karşı davalı erkek yararına vekaletücreti takdir edilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerleBOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) benttegösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanınbölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliği ile karar verildi. 26.12.2022