İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

EŞİNİN İSTEMESİNE RAĞMEN ERKEĞİN ÇOCUK İSTEMEMESİ BOŞANMADA KUSUR SEBEBİDİR

04.06.2025 43

2. Hukuk Dairesi         2023/7299 E.  ,  2024/3893 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/833 E., 2023/1017 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/75 E., 2022/202 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı dava cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ailesiyle birlikte yaşamayı en başında kabul eden davalı karşı davacının sonrasında bu durumdan sürekli şikayet ettiğini, müvekkilinin ailesi ile olan yakınlığından dolayı davalı karşı davacının rahatsızlık duyduğunu, müvekkiline karşı her zaman kötü davrandığını ve evde huzursuzluk çıkardığını, müvekkilinin ailesi ile olan iletişimini kesmeye çalıştığını, müvekkilinin ailesini aynı evin içerisinde görmezden geldiğini, sebepsiz yere onlarla küserek kendisini odasına kilitlediğini, davacının müvekkilinin akrabaları ile iletişimi nedeniyle kıskançlık krizine girdiğini, müvekkilinin gururunu kıran ve rencide eden söylemlerde bulunduğunu, başkalarının yanında bu eylemlerine devam ettiğini, bir çok kişinin bu kıskançlığa ve geçimsizliğe şahit olduğunu, davalı karşı davacının toplum içinde müvekkiline vurduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline güvensizliği nedeniyle onunla işe gitmeyi dahi teklif ettiğini, müvekkilinin kendi imkanları ile ev aldığını ve tarafların ayrı bir eve çıktığını, ancak ayrı eve çıkmak ile de sorunların sona ermediğini, davalı karşı davacının her gece kendisini odaya kilitleyerek müvekkilinin yatağını salona hazırladığını, aynı yatakta yattıklarında gece müvekkilini sebepsiz yere uyandırarak tartışma çıkardığını, davalı karşı davacının müvekkilinin ailesi ve arkadaşları ile görüşmesini istemediğini, davalı karşı davacının sürekli olarak müvekkilini evi terk etmekle ve İzmir'e ailesinin yanına gitmekle tehdit ettiğini, bu sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı evde yok iken müvekkilinin yalnız kaldığını, davacı karşı davalının anne ve kız kardeşleri dışarı çıkarken hiç bir zaman müvekkilini çağırmadıklarını, müvekkilinin bu durumu davacı karşı davalıya bildirdiğinde davacı karşı davalının umursamadığını, davacı karşı davalının mesajlarını sürekli sildiğini, bu durumun müvekkili için güvensizlik oluşturduğunu, müvekkilinin eşinin işine saygınlığına zarar getirecek bir davranışta bulunmadığını, aksi gibi eşinin arkadaşlarının eşleri ile müvekkilinin iyi ilişkiler kurduğunu, davacı karşı davalının müvekkilinin İzmir'de olduğu zamanlarda "eşim hasta" diyerek işinden izin aldığını, bu hususu sorduğunda hiç bir zaman cevap almadığını, 09/08/2019 tarihinde müvekkilinin annesinin ayağını kırdığını, müvekkilinin annesi ile ilgilenmek için İzmir'e gittiğini, ancak davacı karşı davalının müvekkili ve annesi ile ilgilenmediğini, telefon ile bile arayıp hal hatır sormadığını, müvekkilinin ısrarı sonrası davacı karşı davalının İzmir'e geldiğini, ancak müvekkilinin ailesine karşı ters ve anlamsız hareketlerde bulunduğunu, davacı karşı davalının İzmir'de iken gece yarısı aniden gitmek istediğini, ne olduğunu anlamayan müvekkilinin bende geleyim demesi üzerine "sen burada kal" diyerek müvekkilini yanında istemediğini, davacı karşı davalının müvekkilinden sebepsiz yere kaçtığını, çoğu zaman ayrı odalarda yattıklarını, aylardır cinsel bir yakınlaşma olmadığını, müvekkilinin çocuk yapmak isterken bir de kadınlık duygusunun incindiğini, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, nafakanın karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının ailesine saygı göstermediği, kadının ise erkeğin ailesi ile görüşmesinden rahatsız olduğu, ailesi ile görüşmesini istemediği gibi erkeğin ailesi ile kendisinin de görüşmek istemediği, devamlı surette erkeği evden gitmekle tehdit ettiği, davalı karşı davacı kadının aşırı kıskanç olduğu, erkeğe başkalarının yanında gurur kırıcı, rencide edici ve hakaret içeren nitelikte sözler söylediği, devamlı surette ailesinin yanına İzmir'e gittiği, davacı karşı davalı erkeği yalnız bıraktığı anlaşıldığından davacı karşı davalı erkek hafif kusurlu, davalı karşı davalı kadın ağır kusurlu bulunmuş ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olmasına rağmen ilk derece mahkemesince erkeğin az kusurlu olduğunun kabul edilmesinin ve bu nedenle taleplerinin kısmen kabul edilmesinin hatalı olduğunu, karşı davanın reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğunu, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı -davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğunu, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, nafakalar ver tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ,175 inci ve 176 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ailesine saygı göstermeyen erkeğin az; erkeği evden gitmekle tehdit eden ve sık sık ailesinin yanına giden, kıskanç davranışlarda bulunan ve eşine hakaret eden kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, erkeğin ayrıca eşi istemesine rağmen çocuk sahibi olmak istemediği, kadının dava dilekçesinde bu vakıaya açıkça dayandığı, dinlenen tanık beyanlarında da bu hususun doğrulandığı, bu vakıanın da erkeğin kusurlarına eklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda, kadının ailesine saygı göstermeyen, kadın istemesine rağmen çocuk sahibi olmak istemeyen erkek ile erkeği evden gitmekle tehdit eden ve sık sık ailesinin yanına giden, kıskanç davranışlarda bulunan ve eşine hakaret eden kadının eşit kusurlu olup yanılgılı değerlendirme sonucu kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mâli gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yukarıda açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeğe nazaran kusurunun daha ağır olmadığı, geliri ve malvarlığı bulunmadığından boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmıştır. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları somut olayda davacı-davalı kadın yararına gerçekleşmiştir. O halde, davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilecek yerde, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen yoksulluk nafakasın talebi yönünden davalı-davacı kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesin kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen yoksulluk nafakasın talebi yönünden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.