İŞÇİNİN İŞ YERİNDE KAVGA ETMESİ SEBEBİYLE YARALANMASI İŞ KAZASIDIR
10. Hukuk Dairesi 2024/7828 E. , 2025/59 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2438 E., 2024/622 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 17. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/338 E., 2022/156 K.
Taraflar arasındaki iş kazasının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı şirket vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı şirket vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27.04.2004 tarihinde ... Plaza olarak bilinen davalı işverenliğin mutfak bölümünde Steward olarak göreve başladığını ve mutfak bölümünün şefliğine yükseldiğini, 2016 Eylül ayının ortalarında işe alınan ve mutfak bölümünde görevlendirilen ... isimli işçinin çalışmaya başladığı ilk günden itibaren mesai arkadaşları ile sürekli çatışmaya girdiğini, 19.10.2016 tarihinde ... ile akşam 20.00 saatlerinde görüşme yapan müvekkilinin yoğun hakaretlere maruz kaldığını, şahsına ve işverenliğe sarf edilen sözleri müvekkilinin önce iade ettiğini, ... ’ya ne söylediyse yapmasını söylediğini, ... 'nın müvekkile saldırarark darp ettiğini ve gözünü morarttığını beyan ve iddia ederek dava konusu darp olayının iş kazası olarak tespitini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı ... Turistik Tesisleri Titreyengöl Otelcilik A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirket işletmesi olan ... Otel (... Otel'de) 27.04.2004 tarihinden 21.10.2016 tarihine kadar Steward olarak çalıştığını, müvekkil şirkette kendisi ile aynı departmanda çalışan mutfak görevlisi Niyazı isimli personel ile 19.10.2016 tarihinde işyerinde tartıştığını, bu tartışmanın karşılıklı küfürleşme sonrasında da fiziksel kavgaya dönüştüğünü, müvekkili şirkete ait işyerinde çalışan iki personel arasında yaşanan işbu darp olayı nedeniyle her iki personelin iş akdinin müvekkil şirket tarafından feshedildiğini, davacı tarafın kendi haksız eylemi ile başlayan kavga olayı neticesinde, davacı, müvekkil şirketin başka bir personeli tarafından darp edilmiş ise de yukarıda açıklanan hususlar değerlendirildiğinde, davacının yaşadığı haksız eylemin, kaza ve sonuç arasında illiyet bağının bulunmaması ve müvekkili şirketin kusuru ile meydana gelmemesi sebebiyle iş kazası olarak nitelendirilmeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce Kuruma müracaat edilip edilmediğinin tespit edilmesini, olayın iş kazası olarak değerlendirilebilmesi için sigortalının, işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülen iş dolayısıyla, sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın gerçekleşen bir olaya ilişkin olması gerektiğini ve sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen herhangi bir olay sonucu bedence ve ruhça arızaya uğraması gerektiğini, olay ile sonuç arası nedensellik bağı bulunması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından; davanın kabulü ile uyuşmazlığa konu 19.10.2016 tarihinde gerçekleşen kasten yaralama olayının iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili ve davalı Kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
B.İstinaf Sebepleri:
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülmekte olan ve tazminat talebine ilişkin Bakırköy 27. İş Mahkemesinin 2020/328 Esas 2022/204 Karar sayılı dosyasında özetle diğer çalışan ... 'nın verilen işi gereği gibi yapmaması üzerine davacıya yönelik argo kelime kullandığı ve bunun sonucu ... 'nın kendisine yumruk attığı, davacı tarafından ... 'nın iş ortamını bozduğu defalarca amirlerine bildirilmiş ise de, buna dair delil bulunmadığı, davacıya yönelik dava dışı diğer çalışan tarafından gerçekleştirilen eylem nedeniyle davalı işverenin kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş olup, Mahkemenin bu dosyada verilen kararı incelenmeden karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı beyanlarının soyut beyanlardan ibaret olduğu, somut bir delil sunulmadığı, olayın yaşanmasında müvekkil şirketin herhangi bir ihmali bulunmadığı, şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, davacının yaşadığı haksız eylem nedeniyle kaza ve sonuç arasında illiyet bağı olmadığı, kazanın meydana gelişinde işçi tamamen kusurlu ise illiyet bağının tamamen kesileceği ve işverenin sorumlu olmayacağı, kavgaya karışan ve 3. kişi konumunda diğer personel ... ağır kusuru sebebiyle illiyet bağının kesildiğini, işletmeye özgü tehlikeden doğan bir zarar olmaması nedeniyle işverenin sorumlu olmayacağını, ayrıca müvekkil işveren tarafından davacının iş akdi haklı nedenle feshedilmiş olup sonrasında davacı tarafından Bakırköy 7. İş Mahkemesi 2016/627 Esas sayılı dava ile işe iade davası açıldığı, davanın kabulü sonrasında kararın müvekkil şirket tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2018/796 Esas - 2019/628 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verildiğini belirterek yaşanan olayın iş kazası olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle kabul kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile verilen davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini, dava açılmasına sebebiyet vermeyen Kurum aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ...'ın 27.07.2004 tarihinde ... İnşaat Tic. Ltd. Şti. bünyesinde çalışmaya başladığı, olay tarihinde davalı firmaya ait 1037410 sicil no.lu işyerinde 5510 sayılı Kanun m.4/I-a'ya tabi (hizmet akdine göre çalışan) işçi olduğu, dava konusu olayda davacının personel yemekhanesinde kullanılan yemek küvetleri yıkaması ve/veya 2'de bulunan çöpe dökmesi için A2 bulaşıkhanede çalışan ... 'ya talimat verdiği, verilen talimatın ... tarafından sorgulanması ve kabul edilmemesi nedeni ile yerine getirilmediği, neticede karşılıklı küfürleşme ve kavganın başladığı davacının raporlarında belirtilen şekilde yaralandığı, dava konusu olaya ilişkin olarak Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi 24.12.2019, 2017/667 Esas, 2019/838 K. sayılı yargılama sonucunda sanık ... hakkında verilen ceza ile ilgili HAGB kararı verildiği, bahse konu kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, olayın iş kazası sayılması için işyerinde meydana gelmesinin yeterli olduğu, işyerinde yürütülen iş ile nedensellik bağı aranmadığı gibi eylemin üçüncü kişilerin veya kazalının tam kusuruyla gerçekleşmesi vb. haller dahi iş kazası sayılmasını engellemediği, eldeki dava yönünden, davacının yaralanmasına sebep olan kavga olayının ve yaralanmanın işyerinde meydana geldiği hususu tartışmasız olduğu, buna göre somut olayın 5510 sayılı Kanun m.13/a,b maddeleri kapsamında iş kazası olduğu kanaatiyle İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı şirket vekilinin ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili ve davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının müvekkil şirketin diğer çalışanı olan ... 'ya karşı sinkaflı küfür etmesi üzerine, ... tarafından davacıya fiziki müdahalede bulunulması ile sonuçlanan olayda davacı ve diğer çalışan üçüncü kişinin eylemleri sebebiyle müvekkil işverene kusur yüklenemeyeceğini, davacının iddialarının soyut nitelikte olduğunu, dava konusu olayın sadece müvekkil işyerinde ve işveren çalışanları arasında gerçekleştiğini, davacının yaşadığı haksız eylemin, kaza ve sonuç arasında illiyet bağının bulunmadığı, müvekkil şirketin söz konusu olayın yaşanmasında bir kusuru olmadığı gibi yaşanan olay ile sonuç arasında uygun illiyet bağının da olmaması sebebiyle kazanın, iş kazası olarak değerlendirilemeyeceğini, kararın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile verildiğini belirterek temyiz isteminde bulunmuştur.
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; öncelikle davacının müvekkil Kuruma iş kazası nedeniyle gelir bağlanması istemi ile başvuruda bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, Kurum tarafından davacının iddia ettiği olay ile ilgili bir tespit bulunmadığını, somut olayda kanunun aradığı iş kazasının koşulları gerçekleşmediğini, dava açılmasına sebebiyet vermeyen kurum aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek temyiz isteminde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının iş yerinde çalışırken diğer işçi ile 19.10.2016 tarihinde yaşadığı yaralama olayının iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 13. maddesidir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı şirket vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.